SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-EZAN

<< 358 >>

باب: بدء الأذن.

1. EZAN'IN BAŞLANGICI

 

-وقوله عزوجل: {وإذا ناديتم إلى الصلاة اتخذوها هزوا ولعبا ذلك بأنهم قوم لا يعقلون} /المائدة: 58/. وقوله: {إذا نودي للصلاة من يوم الجمعة} /الجمعة: 9/.

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:  "Namaz'a çağırdığınız zaman, o'nu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu davranış, onların düşünmeyen bir toplum olmalarından ileri gelir. [el-Mâide 58]

"Ey iman edenler! Cum'a günü namaza çağrıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın.[el-Cum'a 9]

 

حدثنا عمران بن ميسرة: حدثنا عبد الوارث: حدثنا خالد الحذاء، عن أبي قلابة، عن أنس قال: ذكروا النار والناقوس، فذكروا اليهود والنصارى، فأمر بلال: أن يشفع الأذان، وأن يوتر الإقامة.

 

[-603-] Enes (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: İnsanlara namaz vaktinin girdiğini duyurmak için ateş yakılmasını veya çan çalınmasını önerdiler. Bunların Yahudi ve Hıristiyan âdeti olduğu söylenerek bu önerilen reddedildi. Nihayet Bilal, ezanı çifter çifter, kameti de teker teker okumakla emrolundu.

 

Tekrar: 605, 606, 607, 3457.

 

 

حدثنا محمود بن غيلان قال: حدثنا عبد الرزاق قال: أخبرنا ابن جريج قال: أخبرني نافع: أن ابن عمر كان يقول: كان المسلمون حين قدموا المدينة، يجتمعون فيتحينون الصلاة، ليس ينادى لها، فتكلموا يوما في ذلك، فقال بعضهم: اتخذوا ناقوسا مثل ناقوس النصارى، وقال بعضهم: بل بوقا مثل قرن اليهود، فقال عمر: أولا تبعثون رجلا ينادي بالصلاة، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (يا بلال، قم فناد بالصلاة).

 

[-604-] Nâfi'den İbn Ömer (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Müslümanlar Medine'ye geldikleri zaman, bir araya gelip namaz vakitlerini beklerlerdi. Namaz İçin bir çağrıda bulunulmazdı. Birgün bu konu üzerinde konuşmaya başladılar. Biri 'Hıristiyanlar'ın çanı gibi bir çan edinin' diye önerdi. Diğer biri, Aslında Yahudilerin borazanı gibi bir borazan edinin' diye teklifte bulundu. Nihayet Ömer (r.a.), 'Acaba halka namaz vaktini ilan etmesi için birini görevlendirmek mümkün olabilir mi? dedi. Bunun üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Ey Bilal! kalk ve namaz için seslen buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Tirmizi Salat; İbn Mâce, Ezan

 

AÇIKLAMA:     (Ezanın Başlangıcı) Ezanın ne zaman dini bir uygulama olarakbaşladığı ko­nusunda ihtilaf edilmiştir. Tercih edilen görüşe göre, hicretin İlk senesinde baş­lamıştır.

 

Önemli Açıklama

 

Ezanın hicretten önce Mekke'de dînî bir uygulama olarak başladığını göste­ren hadisler nakledilmiştir. Gerçekte bu hadislerin hiç biri sahih değildir. Nitekim İbnu'l-Münzir kesin bir ifade ile, Nebi s.a.v.'in Mekke'de namazın farz kılındığı andan Medine'ye hicret edip Abdullah İbn Ömer ve Ab­dullah Ibn Zeyd hadislerinde geçtiği üzere namaza çağrı konusunda yapılan İstişareye kadar ezansız namaz kıldığını belirtmiştir.

 

Ibnu'l-Müneyyir şöyle demiştir: "İmam Buhârî, ezanın hükmünü açıkça be­lirtmeye yanaşmamıştır. Çünkü, bu konudaki rivayetler belli bir hüküm içerme­mektedir. Bu yüzden ezanın dînî bir uygulama olduğunu belirtmek suretiyle kendisine yöneltilebilecek itirazlardan korunmuştur.

 

(Müslümanlar Medîne'ye geldikleri zaman) Mekke'den Medîne'ye hicret ede­rek geldikleri zaman. (seslen) Kadı Iyâz şöyle demiştir: "Buradaki seslenmeden maksat, ezan okumak değil sadece namaz vaktinin girdiğini duyurmaktır.

 

(Ey Blal Kalk) Kadı Iyâz ve diğerleri şöyle demiştir: "Bu hadis, ezanın ayak­ta okunacağına delil teşkil eder." İbn Huzeyme ile İbnu'l-Münzir de bu çıkarımda bulunmuştur. Nevevî ise şu şekilde buna itiraz etmiştir: "Nebi s.a.v.'in Kalk' demesi, 'Herkesçe görülebilecek bir yere git ve cemaate duy­ması için orada namaz vaktinin girdiğini duyur' anlamına gelir. Bu ifade ile, ezan okununca ayağa kalkmak kasdedilmemiştir." İmam Nevevî'nin bu itirazı hadisin lafzına aykırı değildir. Çünkü her ne kadar onun söylediği daha çok tercihe şayan olsa da, söz konusu İfade iki manaya da gelebilir. Kadı Iyâz, Ebu Sevr dışın­da âlimlerin tamamının oturarak ezan okumayı caiz görmediğini nakletmiştir. Ebu'l-Ferec el-Mâlikî de Ebu Sevr'le aynı görüşü paylaşmıştır. Ancak onun bu nakli, bu konuda Şafiî mezhebi içinde var olan meşhur hilaf gösterilerek tenkit edilmiştir. Bütün Hanefîler'e göre meşhur olan, ezanın ayakta okunmasının sün­net olduğudur. Onlara göre ezanın oturarak okunması da caizdir. Doğrusu, İbnu'l-Münzir'İn İfade ettiği gibi âlimler, ezanın ayakta okunmasının sünnet oldu­ğu konusunda birleşmişlerdir.

 

Önemli Açıklama

 

Bİlâl'in o dönemde cemaati namaza çağırmak için söylediği lafız "es-Salâtü câmîatün" dür. Bu bilgiyi, İbn Sa'd Tabakalında Saîd İbn Müsey-yeb'in mürselleri arasında tahriç etmiştir.

 

İbn Ömer hadisinde, lafızla yetinmeyip istinbat edilmiş manalardan hüküm çıkarma isteğinin dînen uygun olduğuna bir delil vardır. Bu görüşü İbnu'İ-Arabî dile getirmiştir. Yine bu hadise göre maslahatlar gözetilir ve maslahatlara göre amel edilir. Çünkü ashâb-ı kiram namaza erken geldikleri için işlerinden güçle­rinden geri kalıyorlardı. Bu durum onları zor durumda bırakıyordu. Geç kaldık­ları zaman ise, namaz vaktinin çıkmasına neden oluyorlardı. Bu mesele üzerinde düşündüler.

 

Ayrıca bu hadise göre önemli konularda istişare yapmak dinin öngördüğü bir meseledir. İstişare yapanların ictihadları sayesinde ulaştıkları görüşlerini be­lirtmelerinde bir sakınca yoktur. Bu hadisten anlaşıldığına göre, Hz. Ömer'in bariz bir menkıbesi ortaya çıkmıştır.